- dövünmek
- اهتاجتهيج
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
dövünmek — nsz 1) Aşırı üzüntü, çaresizlik, pişmanlık duyarak çırpınmak, kendi kendini dövmek Bir kadın dokuz çocukla bir viranenin içinde çırılçıplak kaldım diye dövünüyordu. A. Gündüz 2) mec. Çok üzülmek Farsçayı öğrenmediğime dövünür dururum. N. Ataç … Çağatay Osmanlı Sözlük
gemi dövünmek — den. şiddetli dalgaların etkisiyle gemi bağlı veya demirli olduğu yerde inip kalkmak, sallanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dövünme — is. Dövünmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
gemi — is., den. Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine Yük gemisi. Savaş gemisi. Birleşik Sözler gemi adamı gemi aslanı gemi bozma gemi çıkışı gemi enkazı … Çağatay Osmanlı Sözlük
saçını başını yolmak — çok üzülmek, üzüntüsünden dövünmek Tanrıça Hebe çaresiz kalmış, saçını başını yoluyordu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
tipenkelenmek — tepelenmek, dövünmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
urunmak — pişman olup vurunmak, dövünmek;sarınmak, örtünmek I, 201 dikilmek, kalkmak I, 201 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
Fİ'L-İ MUTÂVAAT — Mâlum sigasında olduğu halde müteaddi bir fiilin mechulü gibi mânası olan fiildir. (Sevinmek, dövünmek gibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük